The Elephant Man / Fil Adam (1980)
Doktor olan Treves bir gün dolaştığı panayırın sahibi ile üst tabakadan bir adamın tartıştığını görür. Adam bu yaptıklarının saygısızca olduğunu söylerken, panayır sahibi işinin bu olduğunu söylemektedir. Polislerin uyarısıyla oradan ayrılan Treves ne için tartıştıklarını merak eder. Bir ufaklığın aracı olmasıyla da ne için tartıştıklarını öğrenir ve o şeyi görmeye gider.
Gördüğü şey karşısında şaşkına dönen Treves, Elephant Man lakaplı John Merrick’i muayenehanesine davet eder. Doktor Treves, yirmi bir yaşındaki John’u inceler. Annesi John’a hamileyken bir filin saldırısına uğrar ve John vücudunun büyük bir kısmı deforme olmuş vaziyette doğar. John’un deforme olmuş vücudu tıp dünyasında büyük dikkat çeker. Doktor Treves, John’u muayene eder, onun durumu hakkında konferans verir. Sonra da onu kaldığı yere geri gönderir. Ertesi gün panayırda çalışan küçük bir çocuk Treves’in yanına gelerek John’un rahatsızlandığını söyler. John’un yanına giden Treves, onun fena halde dövüldüğünü anlar ve birkaç gün hastanede kalması konusunda panayır sahibinden izin alarak John’u hastaneye götürür.
Treves’in amacı aşağılanan, dövülen, üzerinden para kazanılan John’un iyileşemeyecek olsa bile hastanede tedavi altına alarak güvenli bir biçimde hayatına devam etmesini sağlamaktır. Bu duruma ilk başta soğuk bakan hastane yöneticisi Gomm, John ile yaptığı ilk görüşmenin sonunda ikna olur ve John hastanede yaşamaya başlar. John kötü vaziyetten bir süreliğine kurtulsa da dışarıdakilere karşı koyabilme imkanı pek yok gibidir.
1862 ile 1890 yılları arasında yaşamış olan John Merrick’in yaşam öyküsünden uyarlanan filmi David Lynch yönetmiş, Anthony Hopkins ile John Hurt oynamışlar.
Her ne kadar ilk işlerinden olsa da David Lynch’ten böyle bir film izlemek şaşırtıcı (İyi anlamda söylüyorum bunu. Keşke daha çok bu tarzda filmler çekse.) Öteki olmanın zorluğu, ön yargıların anlamsızlığı üzerine, insana “insan” gibi davranmak üzerine hüzünlü ve etkileyici bir film. John’un dediği gibi “İnsanlar bilmedikleri şeylerden korkuyorlar.” Ayrıca dış görünüşünün kötü olması John’a insanlığından bir şey kaybettirmediği gibi, dış görünüşü iyi olan insanlara da “insanlık” katmıyor. Bunu filmin en can alıcı yerlerinden olan, tren istasyonu tuvaletinde geçen sahnede anlıyoruz.
KISA ÖZET Doktor Frederick Treves, 1880'lerin kasvetli
Londrası'ndaki bi gezici sirkte fil adam lakaplı, çirkin ve son derece anormal bir görüntüsü olan John Merrick'e rastlar. Zalim bir adam olan sirk müdürü Bytes, annesi Merrick'e hamileyken bir filin saldırısına uğradığını anlatmaktadır. Dr. Treves, Merrick'in hastaneye yatırılmasını sağlar. Dr. Treves bir süre sonra pek zeki olmayan Merrick'in korkunç görüntüsünün altında son derece duyarlı ve insancıl birinin olduğunu anlar. Hastanede ilk başta ondan korkan hemşireler de Merrick'e alışacaktır. Talihsiz adamın görünüşüne neden olanın ' multiple neurofibromatosis' isimli nörolojik bir hastalık olduğu anlaşılır. Hastane yaşamı da kolay geçmemektedir. Gece bekçisi bilet keserek fil adamı sergilemeye ve üzerinden para kazanmaya baslar. Bu arada Bytes tekrar ortaya çıkar, onu kaçırır ve kıta avrupasına getirerek onu eski kötü günlere döndürür. Merrick'in tek umudu kaçarak İngiltere’ye dönmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder